Bugün Sultançiftliği İlk Öğretim okulundan bir sınıfı ağırladık.

Gün akışımız çok yoğun ve keyifli.
Ekiblere ayrılara çalışmaya devam ediyoruz.
Araziden kalan ekip öğretmeniyle 40 dakikalık bir Açık Sınıf çalışması gerçekleştiriyor. Bu gün iki sınıf kuşlar üzerine konuşup incelemelerde bulundular bir sınf doğadan topladıkları malzemelerle resimler yaparken öğretmenlerinin okuduğu hikayeleri dinlediler. Bu çalışmaların içeriğini öğretmenler belirliyor. Biz kitap ve malzeme ve çevre yaratarak destek oluyoruz.

Bugün Mustafa Aykın ilk Öğretim okulundan iki sınıfı ağırladık.

Gün akışımız çok yoğun ve keyifli.
Ekiblere ayrılara çalışmaya devam ediyoruz.
Araziden kalan ekip öğretmeniyle 40 dakikalık bir Açık Sınıf çalışması gerçekleştiriyor. Bu gün iki sınıf kuşlar üzerine konuşup incelemelerde bulundular bir sınf doğadan topladıkları malzemelerle resimler yaparken öğretmenlerinin okuduğu hikayeleri dinlediler. Bu çalışmaların içeriğini öğretmenler belirliyor. Biz kitap ve malzeme ve çevre yaratarak destek oluyoruz.

Meşepalamudu Çocukevi ile ilk buluşmamızdı bugün. Meşepalamudu ekibi 4 yaş ekibi.

İnanılmaz güzel, karmaşık, hareketli ve çoşkuluyduk. İlk buluşmamız olduğu için henüz tanışma alışma dost olma aşamasındayız. Araziyi ormanı birbirimizi tanıma sürecindeyiz.

İki sınıf ikişer öğretmeneleriyle beraber gelmişlerdi.
İki sınıfa bölündük :) bir sınıf arazide kalıp açık sınıf deneyimini öğretmeneleriyle başlattılar. Araziyi gezip çevreyi tanıdalar.

Serbest Gezen Çocuklar programımız kapsamında bu hafta içi Yeni Okul'dan Arkadaşlar sınıfı geldi ziyaretimize. Güne yine yürüyerek başladık derenin kenarındaki koyu yeşilliklerde. Öğle yemeğinin öncesi serbet oyun ardı doğal boya atölyesiydi :)
Kahve, zerdecal, dut, çimen, etraftan toplanan çiçekler, toprak, kırmızı lahana havanda dövülerek, çekiçle çakılarak, "ezici"de ezilerek boya haline getirildi. Kimi zaman karbonatla kimi zaman sirkeyle renkler çeşitlendirildi. Bir dolu renk karıldı karmalandı büyük bir keyifle 

Serbest Gezen Çocuklar programımız kampsamında bu hafta için Muallim Cevdet İlköğretim okulu öğrencileri misafirimiz oldular. Öncelikle Permakamp projemizi dinledir ve bolca sorular sordular. Hatta siz burda olmayınca köpeklere kim bakıyor sorusu bile geldi. Kendileri kendielerine bakabilirler cevabımız onları çok şaşırttı. Çünkü permakamp köpekleri kendilerinin yaptığı bir yerden alanımıza rahatlıkla girip çıkabiliyorlar. Böylelikle dışardaki yada içerdeki seçeneklerin tamamını değerlendirmiş oluyorlar.

Bu hafta sonu iki okul ağırladık Permakamp’ta.

Atölye Çocukevi ve Bilgi  Kozası Permakamp’talardı

Hava koşullarının belirsizliğine rağmen buluştuk. Çok şanslıydık. Güneşli gölgeli ılıman hoş bir havaydı.

Çocukların araziye hemen kaynaştı zaten alışıklar permakampa. Aileler önce biraz yadırgadılar ama onlar da kısa zamanda rahatlayıp arazinin tadını çıkardılar.

Bu buluşmamızda da bir dolu hikaye biriktirdik. Güne mutlaka arazide derenin kenarındaki yaban alanda yürüyerek başlıyoruz. Çocuklara bana diyorlar ki: "eee biliyoruz oraları lütfen yürümeyelim hemen oyuna başlayalım" :) Ama bu konuda pek ısrarcıyım. Dere kenarı sürekli değişiyor, mantarları, yaprakları tohumları :)

Günlerden 05 Şubat, hava yağmurlu sıradan bir kış günü. Permakamp arazisinin biraz düzenlenmesi lazım dediler. Yapabileceğimizi yaparız , baktık çocuklar çok üşüdü erken döneriz düşüncesiyle çıktık yola.

Uykulu uykulu arabaya bindirdiğimiz çocuklar, gözlerini kırpmadılar. Permakamp’tan akıllarında kalanları duydukça şaşırdık, anladık ki Permakamp’ı ve arkadaşlarını çok özlemişler.

Kamp arazisi yoğun yağmurdan soğuk ve ıslak. Dere capcanlı. Yürüyüş rotamız hep aynı ama mevsimin getirdiklerine göre her daim farklı. Mesala bu defa buğday tarlasına saplanıp kaldık yarı yolda. Çocuklara aman durun sakın demeye kalmadan hepimiz yapışıp kalmıştık balçıklara :) Ayaklarımızı çektik kurtardık çizmeler çamura saplanıp kaldı :)

Bizim Şenlikler böyle. Şehrin ürettiği hurdaların peşindeyiz.Yaptığımız kovalamacanın sonucuna bir dostumuzun duyarlılığı ile ulaştık. İşimize yarayabilecek bir çok parçanın olduğu hurda TIR kapımızda. Bu 3. kamyon diyebiliriz. Daha önce gelen kamyonlar gerçekten küçükmüş. Birde kablo rulosu gibi büyük parçalar vardı daha önce. Şimdi TIR bildiğin incik- cıncık dolu. Hepimizin gözü korktu.